25 Ağustos 2011 Perşembe

gelin arabası bebee





PCde birbirne girmiş dosyaları ayıklarken buldum bu fotoğrafı. Herşeyin fotoğraflarını fazla fazla çektik ama hiç birimizin ( fotoğraflarımızı çeken Gökhan dahil) aklına düğün arabamızı çekmek gelmedi. Elimdeki tek fotoğraf bu. OYsa ben o bebeği günlerce aradım. En son 'tamam artık bulamıycam ' diye düşünüp arabanın önüne Barbie ve Ken'i oturtturmaya karar verdiğimde buldum bu kocaman ama gülümsemeyen gelin bebeği . Artık herşey çok daha modern olduğu bu şekilde yaşandığı için hiç kimse gelin bebeği koymuyor gelin arabasının önüne . Hatta ben çiçek bile istemedim sadece bu bebek otursun istedim ama bir çok kişi arabada çiçek olması konusunda ısrar etti. Bebeğin taliplisi o kadar çoktu ki gecenin sonunda bende kalmış olmasına hala şaşkınım. Ama kibar çiçekcimiz gerçkten söz verdiği gibi kimsenin sökemeyeceği bir şekilde bağlamıştı arabaya bebeğimizi :). Arabanın arkasına 'evleniyoruz mutluyuz ' ya da plakaya  bir kırmızı gül koydurmak yerine kendim bir şeyler çizdim. Çok kısıtlı bir vakitte çizdiğim için istediğim gibi olmadı . Ama çizimi bitirir bitirmez hemen PVC kaplattım. Hala herkes soruyor :) Onlar şimdi mutfak kapımı süslüyorlar. Evet hala 'mutluluktan uçuyoruz ' ve umarım bir ömür boyu mutluluktan uçarız ....

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Çöpten çıkardık sanat yaptık

 Eski ve yeninin o muhteşem uyumuna bayılıyorum. Evimin her ayrıntısında eski ve yeninin uyumsuz uyumu hakim. Çok isterdim yaklaşık 3 yıldır hiç ara vermeden takip ettiğim masion française   ya da evim dergisinin beni arayıp 'sizin evinizi görüntülemeye gelmek istiyoruz '  demelerini. Onlar hiç bir zaman gelmeyeceği için kendi çekimimi kendim yapıp burdan paylaşıcam bir gün : ' bu sandık ev sahibinin anneannesinden yadigar kalmış' diye de afilli etiketler yapıştırıcam ki yazım daha havalı olsun. Sanırım herkesin aslında çok küçük bütçelerle ama büyük yaratıcılık ve emeklerle çok güzel evler ortaya çıkacağını görmeye hakkı var . 


    Memo ile evlilik hazırlıklarını yaparken en eğlenceli kısım evimizi oluşturmaya başladığımız kısımdı. Çok şanslı bir kadınım çünkü eşim benden daha zevkli ve yaratıcı bir adam . Mobilya alışverişine çıkdığımızda uzunnn süre gezdik bizi yansıtan farklı ama rahat birşeyler bulmak adına . İstediğimiz gibi mobilyaları beğenip siparişimizi vermiştik bile ama ikimizinde içinde oymalı eski koltuklar vardı. Küçük (ama harika ) bir şehirde yaşadığımız için hemen her istediğinize ulaşamıyorsunuz öyle . ''Madem öyle kendi koltuğumuzu kendimiz yapalım '' dedi Memo . Hemen 2. el eşya satan dükkanların yollarını aşındırmaya başladık . Koca  Çanakkale'de istediğimiz gibi oymalı koltuklar bulamadık. Sadece bir yerde vardı ama normalde öğrencilere neredeyse bedavaya verdiği koltukları çok ısrarla istediğimizi anlayan bir esnafcık ''Takım halinde satarım takıma 350 TL alırım'' dedi. Eee bize sadece 2 adet berjer lazımdı hem koyacak yerimiz yoktu hemde kaplatma boyama derken zaten aldığımız yeni takımla aynı paraya denk gelecekti. Ben ümidimi kaybetmişken çok yağmurlu bir günün ardından hiçbir şeyden pes etmeyen Memo bana apartmanın önüne inmemi söyledi arayıpta. Bana bir süprizi vardı. Aşağıya indiğimde yüzünde kisırıtmadan güzel bir süpriz olduğunu anladım tabi :) Doblonun bagajını açtığı zaman gözlerime inanamadım. 2 harika oymalı berjer bana bakıyordu. Ama şıpır şıpır suları akıyordu , güvez minderleri günlerce suyun içinde kalmaktan kurtlanmıştı ve bir ayağı kırıktı (daha da kötüsü ortada yoktu) . Bunları  genelde hurda atılan bir çöpten çıkardığını söyledi. Boynuna atladım , o kadar sıkı sarılmışım ki az daha boynunu kıracaktım. 
   hemen internetin başına oturdum ve pop- art kumaş bulabileceğim bir adres aradım. Bu blogdan kendisine teşekkür ediyorum image and city'nin sayfasında buldum. Üstelik dükkan kapı numarasına kadar vermişti.
(incelemek isteyenler için http://imageandthecity.blogspot.com/2010/04/aranan-pop-art-desenli-dosemelikler.html) Hemen adersi not ettim  ve soluğu İstanbul'da aldım. Ketenci Tekstili buldum ( http://ketencitekstil.blogcu.com) ve kızkardeşiminde yardımıyla hayalimde ki kumaşı seçtim.Tabi bu arada Memo geceleri çalışıp koltuklarımızı zımparaladı, ben döndüğümde kırmızıya boyanan koltuklarımız çoktan kurumuştu bile . Geriye sadece kumaşlarımı ziyan etmeden kaplayacak bir döşemeci bulmak kaldı. Kısa bir araştıma sonunda onuda hallettik hummalı bir çalışma sonucu evimin en güzel 2 objesi tamamlanmıştı. Kayınvalidemin yazlığın bodrumuna attığı eski memrmer sehpayada el koyup aynı işlemleri onun için yaptık üstüne siyah cam kesip onuda tamamladık. ( sanırım bunlar takımdı , o kadar uyumlu oldular yani :) ) ve baş köşeye koyduk.
  Bu arada pop-art kumaş arayan herkese Ketenci Tekstili şiddetle tavsiye ediyorum. Hem sizi kazıklamıyorlar hemde inanılmaz sempatik ve yardımsever sahipleri var. Bol köpüklü türk kahvenizi yudumlarken birbirnden güzel ve kaliteli kumaşlar arasından zorda olsa seçiminizi yapıyorsunuz .








Adres: Ketenci Tekstil
İ.M.Ç 1.Blok No.1152 Unkapanı
Tel:0212 512 64 23

Bazen bazı şeyler hemen olsun istiyorum. Beklemeyi bilmiyorum sanırım . Ama hemen olsun isterken sanırım hiç bir şeyi tamamen bitiremiyorum. Mesela yazıcak o kadar çok şeyim var ki ... Ama kendimi toparlayıp yazamıyorum. Ama artık bir yerlerden başlamam lazım. Bu nedenle artık daha fazla boşlamamaya karar verdim ve yazmaya başlıyorum. En kısa zaman da bir hedefde koyup yazmaya öyle devam edicem . Şimdilik kayboluyorum ama kısa zamanlı.....